"Umarım Gün Gelir Mahzuni'ye Şiirler Bir Güldeste Olur"

"UMARIM GÜN GELİR, MAHZUNİ’YE ŞİİRLER BİR GÜLDESTE OLUR"

Süleyman ÖZEROL

Son on yıldan buyana sanatın her dalında etkinliği olan tanıdığım sanatçıların -Malatya ağırlıklı- yaşamöykülerini derlemeyle uğraşmaktayım. Halk ozanlarını kültürümüzün en önemli aktarıcıları olarak değerlendirmemden dolayı onlara özel bir ilgim var. bu bağlamda Aşık Mahzuni Şerif'i -her ne kadar birebir tanışmışlığımız olmasa da- altmışlı yıllardaki öğretmen okulu (Akçadağ) öğrenciliğimden beri plaklarıyla tanırım. Kültür sanat konularına o zamandan beri ilgim olmasıyla birlikte bağlama çalmam nedeniyle de yapıtlarını elimden geldiğince de çalıp söylemeye çalışırım.
Aşık Mahzuni Şerif aramızdan ayrılalı neredeyse on yıl oldu. Onunla ilgili sağlığında yapıldığı gibi çalışmalar yapılması düşüncemden hareketle 2005 yılında yaşadığım bir olayı, Ankara’da yayınlanan 22 Şubat 2006 tarihli Metropol Gazetesinde yer aldığı biçimiyle sizlerle paylaşıyor; saygıyla anıyorum.

“Umarım Gün Gelir, Mahzuni’ye Şiirler Bir Güldeste Olur”

Halk Ozanları Birliği Kültür Derneği üyeleri âşıklar-ozanlar, 21 Mayıs 2005 cumartesi günü SSK İşhanında bulunan dernek binasında Âşık Mahzuni’yi anma programı gerçekleştirdiler. Programda onu yakından ve uzaktan tanıyanlar konuşmalarıyla, şiirleriyle, türküleriyle dile getirdiler, onun türkülerini de seslendirdiler. Benim de dernek yöneticilerine bir önerim oldu...
Mahzuni ile ilgili anlatımlardan en önemlisi “Morsultan” mahlası ile şiirler yazan TRT program yapımcısı Ahmet Mortaş’ın, Mahzuni’nin 68 Kuşağı dönemi, yetmişli yıllar, seksenli yıllarda halk ozanları kültür dernekleri deneyimi, Yamadağları ile ilgili senaryosuna ilgisi ve ilk ve son klipini nasıl çektiklerini, televizyonların Mahzuni ve bu klip karşısındaki tutumlarını; son yıllarında kendisi ile yaptığı çalışmaları ve ölümüyle birlikte gelişen durumları anlatması oldu. Orada bulunanlar içinde Mahzuni ile en dostluğu olan Mortaş, Mahzuni’nin 5. ölüm yıldönümünde daha donanımlı bir anma programı hazırlığı içinde olacağını da belirtti.
Hacıbektaşlı Nusret Kaya, çeşitli anılarıyla konuşmasını zenginleştirerek anlattıktan sonra Mahzuni’nin sazını hala taşıyan Kul Kanberi (Kanber Çeliker), Gönüllü Coşkun (Coşkun Gönüllü), H. Basari Kılıç, Kul Muhibbi (Hasan Gül), Âşık İzahi, Âşık Arabi (Arabi Demir), Âşık Ummani ve adını anımsayamadığım birçok aşık, Mahzuni ile ilgili duygu ve düşüncelerini dile getirerek anılarını anlatıp, şiirler okudular ve türküler çalıp söylediler.
Hacıbektaş’ta iki kez birincilik ödülünü Mahzuni’nin elinden aldığını belirten Coşkun Gönüllü’nün, “Aydın olmanın olmazsa olmazı” olarak belirttiği “cesaret”in de ondan var olduğunu belirtmesi; anlatımcıların özellikle 12 Mart döneminde baskı ve işkencelerin Mahzuni’nin sağlığı üzerinde etkisi olduğunu dile getirmeleri kayda değer diğer anlatımlardı.
Ben de toplantıda bir öneri sunarak, Malatya’da yayınlanan MAKSAD dergisinde Aşık Yoksuli ile ilgili yazımın son cümlesinde, “Umarım gün gelir, ‘Mahzuni’ye Şiirler’ de bir güldeste olur” diye bir dileğim olduğunu, bunu derneğin gerçekleştirebileceğini söyledim. Bunun üzerine divanda bulunanlardan biri Mahzuni’nin çocuklarının bu işi yapmak istediklerini belirtti.
Malatya Kültür Kanat Derneği Yayın organı MAKSAD Dergisinin 3. sayısında yayınlanan “Aşık Yoksuli’den Mahzuni’ye Şiirler” adlı yazımın son cümlesini değerli okuyucularla paylaşarak yazımı sonlamak istiyorum.
“Mahzuni’nin 17 Mayıs 2002 tarihinde aramızdan ayrılması üzerine duygu ve düşüncelerimi not ederken Aşık Yoksuli’nin ona şiirlerinden de söz etmeyi uygun buldum. Umarım gün gelir, “Mahzuni’ye Şiirler” de bir güldeste olur.” 

-------------------------------------------
3 Metropol Gazetesi, 22 Şubat 2006

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

OZAN-DER'den 'Deyişlerin Dili' Etkinliği

Üç Ozan Derneğinden ‘Âşıklar Ozanlar Günü’ Basın Açıklaması

Malatyalı Ozan Yeniden Başkan