Ali Ballıktaş
1956 Yılında
Sivas'ın Divriği ilçesine bağlı Ödek köyünde doğdu. Anne adı Mercan, baba adı
İbrahim’dir. İlkokul 4. sınıfa kadar köyünde okudu. 1968’de ailesiyle birlikte
Ankara’ya göçtü. İlkokul, ortaokul, lise ve yüksek okulu Ankara’da bitirdi ve
kısa bir süre öğretmenlik yaptı. Askerliğini 1982 yılında Manisa-Kırkağaç’ta
kısa devre olarak yaptı.
Saza söze
1967-68 yıllarında merak sardı. Ankara’da çalışmakta olan babasının köye izinli
gelirken getirdiği Mahzuni, Feyzullah Çınar, Âşık Daimi, Nesimi Çimen gibi o
günkü ozanların plaklarını dinler, onları ezberler, soba maşasını saz gibi
tutarak bunları söylemeye başladı. Yine o yıllarda ilk şiirlerini yazmaya da
başladı. Maraşlı Mahrumi Baba 1969-70'li yıllarda Mazlumi mahlasını verdi.
Böylece kendisini usta-çırak ilişkisi içinde buldu. Şiirlerinin çoğu o dönemin
Dergi ve Antolojilerinde yayımlandı. Ozanlığının yanı sıra öykü yazmayı da
deneyen Ballıktaş, Cumhuriyet Gazetesi Yunus Nadi öykü yarışmasına katıldı.
1999 yılında
ozan arkadaşlarıyla birlikte kurdukları THT (Tüm Halk Ozanları Kültür ve
Dayanışma Topluluğu) adlı derneğin kurucu genel başkanı oldu. Mahzuni Şerif’in
başkanlığında kurulan Çağdaş Halk Ozanları Kültür Kurumu’nda kurucular
kurulunda ve ilk yönetim kurulunda yer aldı. Halk Ozanları Kültür Derneği
Danışma Kurulu üyesidir.
TRT İNT, barış
TV, Ekin TV, Cem TV, Anadolu’nun Sesi gibi televizyonda programlara katıldı.
Ankara’da Özgür Radyoda program yaptı. Halk Ozanları Kültür Derneğinin
etkinliklerine katıldı.
Yeni Ortam, Cumhuriyet
Vatan gibi gazetelerde; Divriği Harman, Ozan Der, Ozanca, Divriği’nin Sesi gibi
dergilerde; Dünden Bugüne Yaşayan Halk Ozanları Antolojisi, Sivaslı Halk Ozanları,
Ozanlık Adına Ne Dediler gibi kitaplarda şiirleri yayınlandı.
Gazi
Üniversitesi öğrencileri hakkında tez çalışması hazırladı.
Serbest
şiirleri, divan tarzı şiirleri de bulunan Mazlumi deyişlerinde herkesi
ilgilendirecek konulara, toplumsal olaylara ağırlık verdi. Şiirlerinde yalın,
duru bir dil kullandı.
“Vuranlar da
Belli Vurduranlar da” adlı ilk şiir kitabının ve çeşitli kaynaklarda yayınlanan
şiirlerinin dışında çok sayıda kitap olacak kadar şiiri, "Dünden Bugüne
Divriğili Halk Ozanları" adlı basıma hazır kitap çalışması, yayınlanmaya
hazır öykü ve roman taslakları vardır.
Evli ve iki kız
babası olup Ankara’da yaşıyor.
Dayan Diyorsun
Dün gece rüyamda ben seni gördüm,
Uyan ey sevdiğim uyan diyorsun.
Gördüğüm bu düşü hayıra yordum,
Hasretlik bitecek dayan diyorsun.
Diyorsun; aşkına boynumu eğdim.
Seninle ölmeye çok hevesliydim.
Ben seni dünyaya değişirmiydim,
Bir zalimdi bize kıyan diyorsun.
Diyorsu; sen idin mekanım mevkim.
Sen benim huzurum sen benim şevkim.
Benim sana aşkım yar sana sevgim,
Kula gizli hakka ayan diyorsun.
Diyorsun; azrail gelip bulmazsa.
MAZLUMİ gönlünden beni silmezse.
Sana varmam için taşıt almazsa,
Aşarım dağları yayan diyorsun.
Dayan Diyorsun
Dün gece rüyamda ben seni gördüm,
Uyan ey sevdiğim uyan diyorsun.
Gördüğüm bu düşü hayıra yordum,
Hasretlik bitecek dayan diyorsun.
Diyorsun; aşkına boynumu eğdim.
Seninle ölmeye çok hevesliydim.
Ben seni dünyaya değişirmiydim,
Bir zalimdi bize kıyan diyorsun.
Diyorsu; sen idin mekanım mevkim.
Sen benim huzurum sen benim şevkim.
Benim sana aşkım yar sana sevgim,
Kula gizli hakka ayan diyorsun.
Diyorsun; azrail gelip bulmazsa.
MAZLUMİ gönlünden beni silmezse.
Sana varmam için taşıt almazsa,
Aşarım dağları yayan diyorsun.
Hayyam'ın Köşesinde
Yarım asır
menzile yürüdüm adım adım
Günahla
korkuttular gerçeğe varamadım
Girdim bir
meyhaneye şarabımı istedim
Ben doldurdum
ben içtim saki kendi neşesinde
Kadehimle baş
başa Hayyam’ın köşesinde
Suçlu suçsuz
arama hiç bir suçlu görmedim
Sorgucular yok
orda kul darında kalmadım
Dolu geldi boş
gitti hiç kimseyi kırmadım
Ben doldurdum
ben içtim saki kendi neşesinde
Kadehimle baş
başa Hayyam’ın köşesinde
Yunus ile
konuştum bir sır geldi balıktan
Mazlumi’yim uyandım bu hülyadan hiç yoktan
Ben doldurdum
ben içtim saki kendi neşesinde
Kadehimle baş
başa Hayyam’ın köşesinde.
Onur
Onur;
Amerika’dan
gelen talimatla
Bayrağını
toplayıp gitmek midir onur?
Onur;
Bağımsızlığını
yok ederek,
'Elden gelen
öğün'e umut bağlamak mıdır onur?
Onur;
Diktatör Saddam
gibi,
Bir tek kurşun
dahi atmadan,
Halkını ateşe
atmak mıdır onur?
Onur;
Emperyalistlerin
çıkarına
Mazlum kanı
dökmek midir onur?
Onur;
Uzaktan kumanda
ile idare edilmek midir onur?
Onur;
Bağımlı yaşamak
Egemenlerin boyunduruğu
altına girmek midir onur?
Ya da;
Onur;
Mahzuni Hocanın
dediği gibi
'Katil Amerika’nın'
katliamı için
Anadolu evlatlarını
ölüme göndermek midir onur?
Eğer,
Onur;
Emperyalizme
boyun eğmekse...
Onur;
Bağımsızlıktan
ödün vermekse...
Onur;
Amerikan
katliamına ortak olmaksa...
Onu;
Bunların
tümüyse,
Ben...
Ben
ONURSUZUM...
Ben...
Evet, beni
Onursuzlar hanesine yazın
Hem de;
Onursuzluğumu
çokkk derin kazın.
Yorumlar
Yorum Gönder